İnsanlığın göçebe yaşamdan yerleşik yaşama geçtiği günlerden günümüze, kapı ihtiyaçlarının en başında yer almaktadır. Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisi olarak bilinen piramidin en alt kısımlarında yer alan mülkiyet ve güvenlik ihtiyacının en önemli öğelerinden biri kapılar olarak karşımıza tarih boyunca çıkmaktadır.

Tarihte Kullanılan İlk Kapılar.

Kapılar, insanların evlerine, işyerlerine ve diğer özel alanlara giriş çıkışlarını kontrol etmek için kullandıkları en eski yapı elemanlarından biridir. İlk kapılar, MÖ 4000 yıllarında Anadolu’da bulunan Çatalhöyük’te kullanılmıştır. Bu ilk kapılar, düz bir ağaç parçasından yapılmış ve ağırlıklarını taşıyabilecek kadar güçlü olmaları nedeniyle sadece evlerin girişlerinde kullanılmıştır. Zamanla, ağaç kapıların yanı sıra taş ve demir gibi malzemelerle de yapılmaya başlanmıştır.

Roma Dönemi Kapı Kullanımı

Roma dönemi kapıları, genellikle önemli binaların ve şehirlerin girişlerine yerleştirilmiş ve güçlü bir sembolik anlamı olan önemli yapılar idi. Bu kapılar, büyük ölçüde tuğla, mermer ve demir malzemelerinden yapılırdı ve genellikle çok güzel işçilikle yapılırdı.

Roma dönemi kapıları, genellikle çok büyük ve güçlü idi ve çoğu zaman şehirlerin ana girişlerine yerleştirilirdi. Bu kapılar, Roma İmparatorluğu’nun güç ve prestijini temsil ederlerdi ve genellikle şehirlerin duvarının bir parçası olurlardı. Bu kapılar, Roma İmparatorluğu’nun güçlü askerlerinin güçlü ve güvenli bir şekilde girdiği yerlerdi ve aynı zamanda imparatorluğun güçlü bir güç olarak gösterilmesi için de kullanılırlardı.

Roma dönemi kapıları, genellikle çok büyük ve güçlü idi ve çok sayıda sütun ve arşitrav ile desteklenirdi. Bu sütunlar ve arşitravlar, kapının güç ve dayanıklılığını arttırırdı ve aynı zamanda estetik açıdan da önemli bir rol oynardı. Roma dönemi kapıları, genellikle çok güzel işçilikle yapılırdı ve çok sayıda süslemeler ve yapıştırmalar ile dekore edilirdi.

Roma dönemi kapıları, genellikle çok fonksiyonel idi ve şehirlerin girişlerine yerleştirilirdi. Bu kapılar, askerlerin güçlü ve güvenli bir şekilde girdiği yerlerdi ve aynı zamanda imparatorluğun güçlü bir güç olarak gösterilmesi için de kullanılırlardı. Roma dönemi kapıları, aynı zamanda şehirlerin güçlü duvarlarının bir parçası olurlardı ve genellikle çok büyük ve güçlü idi.

Selçuklu Dönemi Kapıları

Selçuklu dönemi kapıları, genellikle Anadolu Selçuklu Devleti’nin tarihi döneminde yapılmış ve güzel işçilikle yapılmış önemli yapılar idi. Bu kapılar, genellikle tuğla ve mermer gibi malzemelerden yapılırdı ve aynı zamanda demir, bronz ve bakır gibi metaller de kullanılırdı. Selçuklu dönemi kapıları, genellikle önemli binaların, camilerin ve kervansarayların girişlerine yerleştirilirdi ve güçlü bir sembolik anlamı olan önemli yapılar idi.

Selçuklu dönemi kapıları, genellikle çok büyük ve güçlü idi ve çok sayıda sütun ve arşitrav ile desteklenirdi. Bu sütunlar ve arşitravlar, kapının güç ve dayanıklılığını arttırırdı ve aynı zamanda estetik açıdan da önemli bir rol oynardı. Selçuklu dönemi kapıları, genellikle çok güzel işçilikle yapılırdı ve çok sayıda süslemeler ve yapıştırmalar ile dekore edilirdi. Bu süslemeler, genellikle kübizm, geometrik şekiller ve flora ve fauna temalarını içerir idi.

Selçuklu dönemi kapıları, genellikle çok fonksiyonel idi ve önemli binaların girişlerine yerleştirilirdi. Bu kapılar, askerlerin güçlü ve güvenli bir şekilde girdiği yerlerdi ve aynı zamanda devletin güçlü bir güç olarak gösterilmesi için de kullanılırlardı. Selçuklu dönemi kapıları, aynı zamanda önemli binaların güçlü duvarlarının bir parçası olurlardı ve genellikle çok büyük ve güçlü idi. Bu kapılar, genellikle çok güzel işçilikle yapılırdı ve çok sayıda süslemeler ve yapıştırmalar ile dekore edilirdi.

Osmanlı Dönemi Kapıları

Osmanlı dönemi kapıları, Osmanlı İmparatorluğu’nun tarihi döneminde yapılmış ve güzel işçilikle yapılmış önemli yapılar idi. Bu kapılar, genellikle tuğla, mermer ve demir gibi malzemelerden yapılırdı ve aynı zamanda bakır, bronz ve pirinç gibi metaller de kullanılırdı. Osmanlı dönemi kapıları, genellikle önemli binaların, camilerin, sarayların ve hanların girişlerine yerleştirilirdi ve güçlü bir sembolik anlamı olan önemli yapılar idi.

Osmanlı dönemi kapıları, genellikle çok büyük ve güçlü idi ve çok sayıda sütun ve arşitrav ile desteklenirdi. Bu sütunlar ve arşitravlar, kapının güç ve dayanıklılığını arttırırdı ve aynı zamanda estetik açıdan da önemli bir rol oynardı. Osmanlı dönemi kapıları, genellikle çok güzel işçilikle yapılırdı ve çok sayıda süslemeler ve yapıştırmalar ile dekore edilirdi. Bu süslemeler, genellikle kübizm, geometrik şekiller, flora ve fauna temaları ve İslami motifleri içerir idi.

Osmanlı dönemi kapıları, genellikle çok fonksiyonel idi ve önemli binaların girişlerine yerleştirilirdi. Bu kapılar, askerlerin güçlü ve güvenli bir şekilde girdiği yerlerdi ve aynı zamanda devletin güçlü bir güç olarak gösterilmesi için de kullanılırlardı. Osmanlı dönemi kapıları, aynı zamanda önemli binaların güçlü duvarlarının bir parçası olurlardı ve genellikle çok büyük ve güçlü idi. Bu kapılar, genellikle çok güzel işçilikle yapılırdı ve çok sayıda süslemeler ve yapıştırmalar ile dekore edilirdi.

Günümüzde Çelik Kapı Kullanımı

Günümüzde ise kapı kullanım alışkanlıklarımız oldukça farklıdır. Özellikle son yılların popüler trendlerinden biri olan open-plan evlerde, kapıların yerine sürekli açık bölümler kullanılmaktadır. Bu sayede evlerde kapıların sayısı azaltılmış ve bu sayede daha az yer kaplamıştır. Ancak hala evlerimizin girişlerinde, yatak odalarımızda ve banyolarımızda kapılar kullanılmaktadır.

Günümüzde kapıların çeşitliliği de oldukça fazladır. Özellikle çelik kapılar son yılların popüler seçeneklerindendir. Çelik kapı modelleri dayanıklılıkları nedeniyle oldukça tercih edilmektedir. Ayrıca kapıların üzerine yerleştirilen güvenlik sistemleri sayesinde hırsızlık girişimlerine karşı da etkili bir koruma sağlamaktadır.

Sonuç olarak, kapı kullanım alışkanlıklarımız tarihteki ilk kapılardan günümüze kadar oldukça değişiklik göstermiştir. Özellikle open-plan evlerin popüler hale gelmesi ile birlikte kapıların sayısı azaltılmış ve çeşitliliği artmıştır